Tükenene kadar gökte özgür uçuşun, Yine ağaçlara kuşlar geri dönerŞeirlər – Nargiza Asadova (Özbəkistan)

Nargıza Asadova Özbəkistanın Daşkənd şəhərində doğulmuşdur.

Abdullah Kadiri Daşkənd Dövlət Mədəniyyət İnstitutunu (2006) və Mirzə Uluğbəy Özbəkistan Millî Universitetinin tərkibində fəaliyyət göstərən İrəli Ədəbiyyat kursunu (2009) bitirmişdir. Işk Ostonasi (Aşk Eşiği), Yuragimning Sarhadlari (Yüreğimin Sınırları), Nastarin (Leylak) gibi şiir kitapları ilə birlikdə Atalgan Kunlar (Adlandırılan Günler), Müjdê (Türkiyê) adlı hekâyələrini topladığı əsəri Özbəkistanda nəşr edilmişdir. Şair, Özbəkistan Yazarlar Birliyinin üzvüdür.

 

 

ALIŞMA

Şafak söker…

Gökten inmiş rızık için

Kapıları açık bırakır dedeler.

Torununu uyandırır, bu sırada

Çökelek ve kuru üzümü hazırlardı neneler.

Öğle vakti girer…

Yoğunlaşır iş güç

Bazıları düğünü düşünür bazıları beşik düğününü.

Birbirlerine keder veya mutlulukta desteklerler,

Bu halk, sırtını yaslarsan dağ gamına ortak.

Akşam…

Serinlik çöktüğünde,

Gönüle bir esinti gibi yumuşak bir sesle söyledi.

Tükenene kadar gökte özgür uçuşun,

Yine ağaçlara kuşlar geri döner.

Bir baksan.

Gün ve gece arasında

Duruyor seçilmiş bir vekil.

Ivır zıvır değil dostum,

Hakikat,

Barış bizde alışkanlığa dönüşmüş!

 

***

1

Sokak.

Durak.

İnsanlar.

Küçücükten gönül doymuş.

Bence, insanlar –

Göğe

bakmayı

bıraktı

 

2

İnsanlar.

Durak.

Sokak.

Bencillikten gönül doymuş.

Bence, insanlar

bıraktı.

yere

bakmayı

 

***

Toplandı

zenginler,

Ayırdılar

yaşlı ve gence.

Yok olan şey yoktu

Sadece, samimiyetten başka.

 

AKSİYOM

Güven idi yolda yol arkadaşım

Küçük değildi bu adımlar.

Arabalar geçmez sokaktan

Çarpıp geçerken bana insanlar

Trafik ışıklarında şimdi bakışlarım…

 

***

Bu sokağın sonu var mı?

Yüreğine götürür biletçi?

Kalabalıklar arasında sessiz

Geçiyorum, haberin var mı?

Sağım kıyı, solum kalabalık.

Sallanıyorum yalnız başıma bir gemi gibi.

Bu dalgalar öylesine acımasız,

Ulaştırmıyor, sadece senin tarafına.

Bazıları güler, gülümser, şakalaşır,

Gülmüyordu hiç kader.

Gözüm yaşlı, gözlerim kurban,

Görünmüyordu senin gittiğin yer…

Bu sokağın sonu var mı?

 

***

Hava soğuk… Bakışların buz

Soğuk vurdu güz çiçeklerini.

Konuşmuyorsun, sabırsızlıkla

Bekliyor muydum?

Böyle günleri.

Sessizce dolaşıyorsun, gürültü yapmadan

Bakmıyorsun,

Bakakalsam yalvarırcasına.

Bakışların değdiğinde güzelleşiyor

Bu odada çiçekler mutlu!

Yüzümü temizliyor hafif rüzgâr

Aşılamaktır bu gönülleri.

Gönlüm kırık böyle bir günde

Sen hala çiçekleri düşünüyorsun…

Soğuk düştü…

 

***

Geliyorsunuz… Sevgilim

Şu an yoldasınız.

Kar birikmiş izlere

Yeni yollar açıp.

Lakin ben,

“Gitmiş olabilirim evden”

Tek başına

Başımı alıp!

 

YİNE TELEFON HAKKINDA

Beklemem.

Buluşmanın ani anları

Binbir gecelere başlasa yolum.

Korkmam.

Eğer çıksa ejderha veya devler

Nasip olsa hatta Şirin’inki gibi bir ölüm.

Mümkün,

Bir anda ölmek, dirilmek.

Senin bir tebessümün

Göz bebeğinden

Sevgilim,

Ne olursam olayım şimdi

Bekliyorum…

Korkuyorum…

Telefonundan.

 

Tərcümə etdi: Emina Bakar

 

Müstəqil.Az

Share: